Kayıtlar

Temmuz, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BEDELLİ |

Resim
  Askerlik vatan borcu değildir. Vatandaşın bilek gücüne emanet edilecek bir vatan, 2018 yılında ayakta kalamaz. Yem olur. Bir uydunun gözetleme kapasitesine sahip asker henüz icat olmamıştır. Basit elektronik aletler, dinleme ve gözetleme konusunda insanoğlunu geçmiş durumdadır. Sosyal güvenceye, üç öğün yemeğe, demir karyolaya, eğitime ihtiyaç duymayan termal kameranın, sensörlü silahın, radar sisteminin, elektronik cihazın vatan koruma kapasitesi, insanın sınırlarının ötesindedir. Askerin beşerî yeteneklerine, fizikî niteliklerine emanet edilecek bir vatan, Allah’a emanet demektir. Hiçbir fert, moral motivasyonla, ülkü ve imanla, samimi bağlılık ve emekle, üçüncü milenyumun bilim ve tekniğine karşı savaşamaz, zafer kazanamaz. Söz konusu askerlik olunca, 2018 yılında yaşadığını unutmayan herkes kabul etmek zorundadır ki yüksek teknoloji, yüksek maneviyatı harp meydanına gömer. Uzatmayayım; Vatandaşın askerliği, vatanın bekâsı için gereklidir fakat bu meselenin, bilek gücüyl

IRKÇI MISIN? - 2

Resim
  Bugün insanlık aleminin örnek aldığı toplumları, o toplumların yaşadığı ülkeleri hepimiz biliyoruz. En başta ekonomi ve peşinden asayiş, sağlık, eğitim gibi konularda örnek teşkil eden toplumlara benzemek için bütün insanlık alemi olarak bir yarış halindeyiz. Yanlış giden her şeyi o ülkelerdeki emsalleriyle ölçerek anlatıyor, çareleri de oralardaki örneklere bakarak buluyoruz. İşte o örnek gösterilen ülkeleri kurmuş, o ülkelerde yaşayan milletlerin üstün olduğunu, üstün doğduğunu, ırk bakımından avantajlı olduğunu düşünüyorsan, zaten ırkçısın… Hem de onlarda yasak olduğu derecede… Yok; ‘ bu işte başka bir iş var ’ diyorsan, yine bu toplumların geçmişine bakmak zorundasın. Hiçbiri gökten inmiş ya da yumurtadan çıkmış olmadığına göre, bu kalkınmış toplumların geçmişine bakmak zorundayız. Kafa yapılarının dışına bakarsan ırkçısın. Kafalarının içine bakacak olursan, Platon’dan tut, Hegel ve Kant’a kadar fikir yapılarını oluşturan düşünürlerin hepsi, beyaz adam dışındakileri hay

IRKÇI MISIN? - 1

Resim
  Türkiye’de Türklerin menfaatine bir kılını kıpırdatana ırkçılık yakıştırmak moda olmuştur. Onlarca kabile ismi saymadan ülkesini sevene, birkaç etnik topluluğa güzelleme yapmadan vatan savunana ‘ ırkçı mısın ’ diye sormak âdettir.   Bu soruyu soran taraf, alacağı cevabı az çok biliyor olsa da sorunun asıl muhatabı, dinleyicilerdir. ‘ Irkçı mısın ’ sorusu, bir soru değil; suçlamadır. Bu soruyu soran kişi, alacağı cevapla ilgilenmez. Niyeti bir şey öğrenmek değil; bir şeyler göstermektir: Kendisinin ırkçı olmadığını, bunun da ötesinde ırkçılığa karşı olduğunu, bunların da ötesinde Türk olmayan kabileleri tuttuğunu ve en son noktada o kabilelerin etnik ayrılık davalarına verdiği desteği… Evet; Türkiye’de bu soru sadece Türklere sorulur ve sadece etnik ayrılık hareketlerini destekleyenler sorar. Bu ayrım, konforlu evlerinde annelerinden masallar dinleyerek büyümüş, toz pembe hayallerle yetişmiş vatandaşlara fazla abartılı gelmiş olabilir. Onların hayal dünyasındaki kötü adamlar bile

SAF |

Resim
  Madımak olayı, Türkiye'ye musallat olmuş ayrılık hareketlerinin, iki fitne cephesinin çarpışmasıydı. Bir taraf, milletin manevi duygularını, dini hassasiyetlerini istismar ederek hizipçilikten menfaat sağlayanlardan, diğer taraf, aynı milletin fakirliğini, sıkıntılarını, usanmışlığını istismar ederek hizipçilikten menfaat sağlayanlardan müteşekkildi. Hadiseyi mezhepler üzerinden değerlendirmek adet olmuş; biz de öyle yapalım: Yakılan taraf "Aydınlıkçı" adıyla bilinen, Komünist dininin Mao mezhebine mensup kimselerin kontrolünde olan taraftır. Elebaşıları İşçi Partilidir. Yakan taraf "Akıncı" adıyla bilinen, Siyaset dininin Erbakan mezhebine mensup kimselerin kontrolünde olan taraftır. Elebaşıları Refah Partilidir. Hadisenin Alevilik-Sünnilik şeklinde izah ya da lanse edilmesinin nedeni, bu siyaset mezhebi cambazlarının, yandaş toplama, taraftar çekme gayretinden ibarettir. İki tarafın da asıl mezhebi, dini, imanı, davası; bir tek milletin içinde birden fazla h