TÜRBAN |
Canan Dağdeviren.
1985 İstanbul doğumlu.
Fizik mühendisi. Harvard Genç Akademisyenler üyesi. Forbes dergisinin ‘30 yaş altı akademisyenler’ listesine
girmiş bir Türk. Pilsiz çalışan ve giyilebilen kalp çipi yapmış. Cilt kanserini
teşhis eden cihaz yapmış. Katlanabilen, giyilebilen elektronik cihazlar üzerine
çalışmalar yapmış, yapıyor…
İlham kaynağı olarak kendisine Başbuğ Atatürk’ü seçmiş. Onun hatırasından güç
aldığını söylemiş.
Feryal Özel.
1975 İstanbul doğumlu.
2002’de doktor olmuş. Aynı yıl NASA’ya girmiş. 2005’te profesör olmuş.
Evlenmiş, iki çocuk yapmış. CERN’de de çalışmış.
Şimdi ne yapıyor?
2020 yılında faaliyete girecek olan NASA’nın uzay teleskobunu yapan ekibin
başında.
Dilhan Eryurt.
1926 İzmir doğumlu.
1969’da Ay’a iniş projesinde sağladığı katkılar nedeniyle NASA’dan ödül
almış: ‘Apollo Başarı Ödülü’.
69-73 yılları arası NASA’da ve bölümündeki tek kadın olarak çalışmış. Dönmüş yurda, ODTÜ’de çalışmaya
başlamış. 2012’de evinde kalp krizi
geçirip öldü.
Banu Onaral.
Cennet mekân Nuri Demirağ’ın torunu.
Derxel Üniversitesi’nde profesör. Biyomedikal mühendislik bölüm başkanı. ABD’nin en stratejik kurumlarında bile
projelerde çalışmış. En iyi öğretim
görevlisi ödülü almış. Üstün öğretim
ödülü almış. En iyi eğitim yazılımı
ödülü almış.
Ayşegül İldeniz.
1969 doğumlu.
Hiç uzatmayayım, İntel Corporation’ın ‘Yeni
Teknolojiler Bölümü’ başkan yardımcısı.
Bunu okuduğun ekrana bak, muhtemelen İntel marka.
Giyilebilir elektronik aletler yapıyorlarmış.
Neva Çiftçioğlu.
1963 Erzurum doğumlu.
Türkiye’de doçentlik tezi çöpe atılmış, Finlandiya’da doçentlik alan ilk
yabancı olmuş. Kireçlenmeye neden
olan nanobakteriyi bulan bilim insanı. NASA
astrobiyoloji enstitüsünde çalışmaya başlamış. Finlandiya, ABD vatandaşlık
teklif ediyor. Türk pasaportuyla yaşamaya devam edip onları almıyor. 18 yıl
boyunca Türkiye’ye bilimsel çalışmalar için müracaat ediyor. Tezinin kapağına bakıp çöpe atan ülke,
tutup yer gösterse ne olur?
İlk anda akla gelen örnek
kadınlarımızı yazdım.
Niceleri yaşamakta ve niceleri sessizce, gazete adlı paçavraların
köşelerine bile konu olmadan ölüp gitmektedir. Bu devran böyle dönmektedir.
Yeter be kardeşim!
Yıllar yılı başörtüsü
meselesine odaklayıp milletin yıllarını, memleketin istikbâlini ziyan zebil
ettiniz. Hangi bir mezbele köşesinde, hangi bir beyinsiz varsa, bir örtü
üzerine bilimsel tezler üretip, kanlı kavgalara taraf oldu. Yıllar yılı tuta
çeke, kimin başında ne olacak diye gere gere, memleketin başına öyle bir belâ
sardınız ki söküp atılmıyor.
Şimdi de şortlu kıza
otobüste uçan tekme, şortlu kıza minibüste şamar, şortlu kıza bilmem nerede ne
olmuş konuları…
Uçan tekmeyle ne kadar
dindar olunuyorsa, şort giymekle de o kadar medeni olunur.
Şu yukarıda adını yazdığım ve adını yazmayı bırak, duymak şerefine bile nail
olmadığımız nice kadınları, hangi televizyon kanalında görebiliyoruz? Hangi
sohbetin konusu, hangi gazetenin manşeti oluyorlar?
Ne güzel demiş atalar:
Eşşeğe altın semer vurmuşlar, eşşek yine eşşek!
Başının örtüsü, paçasının şortu, kombininin çantası, ayakkabısının topuğu,
saçının topuzu…
Milletçe modacı olduk sizin yüzünüzden.
Bize ne sizin üstünüzden başınızdan?
Yeter be kardeşim!
24 Haziran 2017
Abi Ötüken kanalında sohbet videolarını neden durdurdun
YanıtlaSil