SAF |


 


Madımak olayı, Türkiye'ye musallat olmuş ayrılık hareketlerinin, iki fitne cephesinin çarpışmasıydı.

Bir taraf, milletin manevi duygularını, dini hassasiyetlerini istismar ederek hizipçilikten menfaat sağlayanlardan,

diğer taraf, aynı milletin fakirliğini, sıkıntılarını, usanmışlığını istismar ederek hizipçilikten menfaat sağlayanlardan müteşekkildi.

Hadiseyi mezhepler üzerinden değerlendirmek adet olmuş; biz de öyle yapalım:

Yakılan taraf "Aydınlıkçı" adıyla bilinen, Komünist dininin Mao mezhebine mensup kimselerin kontrolünde olan taraftır. Elebaşıları İşçi Partilidir.

Yakan taraf "Akıncı" adıyla bilinen, Siyaset dininin Erbakan mezhebine mensup kimselerin kontrolünde olan taraftır. Elebaşıları Refah Partilidir.

Hadisenin Alevilik-Sünnilik şeklinde izah ya da lanse edilmesinin nedeni, bu siyaset mezhebi cambazlarının, yandaş toplama, taraftar çekme gayretinden ibarettir.

İki tarafın da asıl mezhebi, dini, imanı, davası;

bir tek milletin içinde birden fazla hizip yaratmak,

bu hizipleri sidik yarışına sokmak,

millet çatısı altında yan yana bulunmamaları için aralarına kan, nefret, ayrılık, öç duygusu, intikam arzusu atmaktı.

Olayın ardından gelişen süreçte, komünist örgütler el ele vererek, yananların mirasçısı rolünü üstlenmiş,

İslamı istismar etmeyi meslek edinenler de yakanların avukatlığı vazifesi için sıraya girmişlerdir.

Alevi'nin sözcüsü, ateist ya da komünist olamaz.

Sünni'nin sözcüsü, yobaz ya da partizan olamaz.

Bunlar, sözcüye ihtiyacı olan şeyler de değildir.

Yobaza kızıp komünistin yanında saf tutulmaz.

Komüniste kızıp Alevi'ye cephe alınmaz.

Milletin birliğinin önünde engel teşkil eden her türlü sıfat düşmandır.

Milletin ayrılığına sebep olan her türlü hizip, her türlü taraftarlık düşman mermisidir.

Milliyet harcı dışındaki her türlü birliktelik, kamplaşma, dayanışma, gruplaşma, partileşme; tefrikadan ibarettir.

Fitnedir, zehirdir, uydurmadır, palavradır, geçicidir, kullanılmaya müsait araçtır.

Siyasi partilere, düşman mezheplere, sinsi bölücülere, bölen fikirlere değil; millî birliğe ihtiyacımız var.

Bölücülükte saf tutmak, saflaşmak değil, saf olmaktır.



2 Temmuz 2009


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATATÜRK NE YAPMAMIŞTIR?

IRKÇI MISIN? - 4

ZENCİ