Öğretmenler Günü



1 Mayıs, Amerika’daki işçilerin çalışma saatlerini protesto etmek için iş bıraktığı tarihtir. O hadisenin yüzü suyu hürmetine işçi bayramı diye yapışıp kalmıştır. Mesai saati denilen mesele, 1886’dan beri bayram ede ede aynı kalmıştır. Tam kapitalist karnavalıdır. Aptal komünistler kutlar.
14 Şubat, Katolik kilisesinin sevgililer günüdür. Valentin, ‘sevgili’ anlamına gelen kelimedir. Aziz Valentin günü derler ama aslında sakallı Zeus’la tavus kuşu Hera’nın düğün günü olarak da kutlarlardı. Zeus’u bıraktılar ama o işi bırakamadılar. Tam kapitalist karnavalıdır. En çok fakirler kutlar.
Miladî yılbaşı bunların ağa babasıdır. Katolik Kilisesi’nin, bizdeki çocuk bayramı gibi koltuğa çocuk oturtma geleneğinin günümüze sıçramış tezahürüdür. Onu da Odin’in şömineye çorap bırakan çocuklara şeker göndermesinden çalmışlar ama o Odin’i de Coca Cola reklamları için üretilen sakallı şapkalı adam haline çevirmişler. Senetsiz sepetsiz, bir iki uydurma tarihî papaz da efsaneye dâhil edilince, olmuş sana Noel… Aralığın ilk haftası başlar, sene bitse de yaygarası bitmez.  Kapitalizm dininin en mübarek dinî bayramıdır.
Anneler Günü Amerikalı Anna Jerwis’in anasının öldüğü gün, Babalar Günü Amerikalı Sonora Dodd’un işgalci babasına adadığı gündür. Bir de Katolik bayramı olan babalar günü var ki o hepten mantık karnavalıdır. Katolikler İsa peygamberin babasına it’afen babalar günü kutlar; adı da Aziz Yusuf günüdür. Katoliklere göre babası var mıdır, yok mudur anlaşılmaz ama babasının günü vardır. Amerika kapitalist, Vatikan banka olduğuna göre, bu günlerin hepsi de fakirlerin kutladığı kapitalist bayramlarıdır.
Bizim memlekette millî bayramların hepsi Atatürk’le, dinî bayramların hepsi de boğazla ilgilidir.
Bizde Öğretmenler Günü özeldir. Öğretmen ya da öğrenci olmayanlarımız için de özeldir.
Her ülkenin kendine has rejim bayramı, kuruluş günü, zafer günü gibi değildir.
Dünyanın bir arada kutladığı kapitalist karnavalları gibi değildir.
Millî bir anlamı olan günümüzden, bütün dünyanın çocuklarına anlam çıkarmak gibi değildir.
Odin’den, Zeus’tan, Papa’dan, Papaz’dan bütün insanlığa don biçme gibi değildir.
Kıymetsiz ABD vatandaşlarından, bütün dünya işçilerine, analarına, babalarına hediye aldırma işi gibi değildir.
Yiyecek üzerinden dinî ayin icra etme işi gibi değildir.
Öğretmenler günü Atatürk’e ‘Millet Mekteplerinin’ başöğretmenliğinin verildiği tarihtir.
Mektebin adının ‘millet mektebi’ olması, baş öğretmeninin millî olması önemlidir ama asıl anlamlı olan tarafı bu bile değildir.
Önemli olan tarafı şudur:
1946 yılında Birleşmiş Milletler adlı işgal çetesi tarafından kurulan UNESCO adlı bir yan kuruluş, 1966 yılında bir öğretmenler günü uydurmuş, o da anlamını memuriyet ve statü üzerinden almış. Kapitalist zihniyetin, kapitalist eseridir. Bu UNESCO tarafından 5 Ekim’de, buna bağlı 12 Arap devletinde 28 Şubat’ta kutlanır. Anlamsız, milletsiz, ruhsuz bir uydurmadır.
…VE bizden taklit etmişlerdir.
Millet Mekteplerinin Atatürk’ü öğretmen ilan ettiği yıl 1928’dir.
Milletimizin mekteplerinde millî bir vazife şuuruyla çalışan millî öğretmenlerimizin, bütün insanlık âlemine ‘öğretmene saygıyı’ öğreten kutlu günlerini kutlarım.
Bu vesileyle;
Sayıları 400.000’e yaklaşan, iller, ilçeler, köyler öğretmen beklerken ataması yapılmamış, hükümet torpilinden sırası gelmemiş, çok sevdikleri cehalet sayesinde oturdukları makamları kaybetmek istemeyenlere kurban edilmiş, atanmamış öğretmenlerimizin de öğretmenler gününü kutlarım.
Yine bu vesileyle öğretmen Atsız’ın, öğretmen Nejdet Sançar’ın, öğretmen Orhan Şaik Gökyay’ın, onların öğretmen hanımlarının öğretmenler gününü kutlarım.
Öğretmen Cemal Oğuz Öcal’ın, Hamza Sadi Özbek’in öğretmenler gününü kutlarım.
En son olarak da mübarek vatanın, mübarek topraklarını cehalet düşmanından temizlemek için yola çıkmış ve bu uğurda mübarek kanlarını bayrağa katmış şehit öğretmenlerimizin de öğretmenler gününü kutlarım.
23 Kasım 2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİNAN

ATATÜRK NE YAPMAMIŞTIR?

ERDOĞAN'A AÇIK MEKTUP