Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MEŞRU MÜDAFAA

Resim
  Suriyeli, Afgan, Bangal, Peştun gibi Ortadoğu kaçaklarının, Türkiye'ye toplu şekilde akın etmesi, organize bir eylemdir. Türkiye'ye girerken kolaylık, çıkarken zorluk gösterilmesi, bu işin organize ve kötü niyetli olduğunu açıkça gösteriyor. Türkiye’nin doğu sınırlarından kolayca ve akın akın girerken herhangi bir engelle karşılaşmayan kaçaklara, batı sınırlarından çıkıp gitme fırsatı tanınmıyor. Türkiye coğrafyası, konumu itibariyle her devirde transit geçişi güzergahı oldu ama son 15 yıldır, adeta örümcek ağı gibi çalışıyor. Avrupa ülkelerine ulaşmak için yollara düşen milyonlarca baldırı çıplak, savaş suçlusu, muhalif, kanun kaçağı ve bunların aileleri, Türkiye’de zorunlu misafir oldu. Türkiye’de yaşayanlar gibi kaçakların da memnun olmadığı bu durumdan, sadece Avrupa ülkeleri ve Türkiye’nin hükümeti memnun görünüyor. Bu kaçakların iyi ya da kötü insan olması, Müslüman ya da gayrimüslim olması, masum ya da suçlu olması, kadın, erkek ya da çocuk olması, kötü niyetli bir

ZENCİ

Resim
  Ankara’nın eski belediye başkanı, yaptığı tuhaflıklarla yıllardır memleketin gündemini meşgul ediyor. Bugün de gündemi zapt edecek bir tuhaflık yapmış. Sözde, zenci bir asker şehit olmuş da bizimki de onu anma mesajı yayınlıyor. Mesaj metni çok ilginç: ‘ Bak Türkiye ’ diye umuma sesleniyor önce. Fakat, hedefi Türkiye değil… Daha dar bir kesime sesleniyor ama söze genelden giriyor. Kendisini Türkiye’nin dinlemesini sağladıktan sonra devam ediyor: ‘ Somali’den gelip Türk vatandaşı olan, senin ülken ve senin inancın için savaşan Abu Bakeroğlu, PKK’ların yaptığı karakol baskınında şehit oldu ’ diyor. Yazım hatalarını bu kadar düzeltebildim. Kendisi sadece büyük harf kullanıyor. Duasını da ettikten sonra, asıl hedefine seslenerek bitirmiş: ‘ Yabancı düşmanlığı yapan hainlere de ibret olsun ’. İddiasını ispat edercesine, bitmek bilmeyen özgüvenini yansıtırcasına, sözde şehit olan zencinin de fotoğrafını mesajına eklemiş. Üstünde genelkurmay başkanı üniformasıyla, Beşiktaş futb

SEYİS

Resim
  Siyaset, seyis kökünden gelme bir kelimedir. At bakıcısına seyis, at bakma işine de seyislik, yani siyaset denir. Türkçe karşılığında da bu kelime, atla ilişkili. Atkarma deyince siyaset, atkarmak deyince de siyaset etmek, yani yönetmek anlaşılıyor. Kimi yönetmek? Atı! At, bildiğimiz üzere bir hayvan ve yine bildiğimiz üzere, bir binek hayvanıdır. Bazılarımız etinden ve sütünden faydalanmaya devam ediyor olsa da genel olarak binek hayvanıdır. Binmeyen de arabaya koşar, yük çektirir. Diğer hayvanlardan daha fazla mesaimiz olduğu için gönlümüzde yeri ayrıdır. Yarenlik, yoldaşlık ettiğimiz, adına destanlar, efsaneler uydurduğumuz, övmelere doyamadığımız bir dosttur. İnançlarımızda da hep baş köşededir. Yunanlar Pegasus der; kanat ekleyerek Zeus’un oğlunu tasvir etmekte kullanmışlar. Tanrılarının yanına gidip yıldırım getiriyormuş. İslam’ın peygamberini Mirac’a çıkartanı var. O da kanatlı. Adına da Burak demişler. İskandinav tanrısı Odin’in de atı meşhur. Sleipnir diyorlar… He

IRKÇI MISIN? - 4

Resim
  İnsanlık tarihi, başlangıcından günümüze kadar akıl almaz, şeytanın bile aklına gelmeyecek vahşiliklerle dolu. Tarih sahnesine çıkışımız bile kendimize benzemeyeni yok ediş macerası. Eski alışkanlığımızdır ama herhangi bir hayvan ya da bitkiden önce, kendimize en çok benzeyeni, Neandertalleri yeryüzünden silmişiz. Sabandan önce mızrak yapmışız. Evden önce tuzak yapmayı öğrenmişiz. Dünyadaki bütün maceramızı, cinayet silahlarımızın gelişme biçimine göre yazmışız. Yontma taş, cilalı taş, atom çağı vs… İcatlarımız, teknolojimiz, bilimimiz, her şeyden önce cinayet işlediğimiz silahlara göre şekillenmiş. Kaba taşlardan başlayarak atom altı taneciklere kadar, elimize ne geçse, karşımıza ne çıksa, cinayet sanatına uydurmuşuz. İlk aletlerimiz, cinayet silahı. İlk arabalarımız, savaş arabası. İlk uçaklarımız, savaş uçağı. Ateşin keşfi, insan yakmanın miladı. Atomun parçalanması, atom bombasının icadı. Özetle; vahşi bir canlıyız. Bütün taframızın altında, her türlü cakamızın arkasında

IRKÇI MISIN? - 3

Resim
  1789 yılında Fransız İhtilali yaşanmış ve özgürlük, medeniyet, insan hakları palavraları bütün dünyanın gündemi haline gelmişti. Kendi aralarında, ölümüne hak-hukuk kavgasına tutuşmuş beyaz adamlar, dünyanın diğer yerlerinde sömürge ve katliam yapmaya da ara vermemişlerdi. İnsan hakları gibi şeyler, insanlar için geçerliydi ve insan dedikleri de kendilerinden ibaretti… O yıl, Güney Afrika’da doğan Sarah Baartman, her normal canlı gibi atalarının genetiğini taşıyordu. İki yaşındayken annesini, onun ardından da İngiliz ve Hollandalı işgalciler arasındaki bir çatışmada babasını kaybetmiş. Bu sömürgeciler, kendi canları tatlı olduğu için sömürdükleri insanları savaşta da kullanmayı seviyorlardı. Sarah kimsesiz kalınca, onu köle olarak alıp çiftliğinde zorla çalıştırmak da kendisi gibi siyahi bir satılmışa düşmüş. Sarah’ın kabilesine özgü geniş kalçaları ve sarkık cinsel organı ‘nasıl olmuşsa’ bir İngiliz askerin dikkatini çekmiş… Hekim ve asker olan bu İngiliz, Sarah’ı çiftlikteki